SERNAZ ÇAKIR (Beslenme ve Diyet Uzmanı)
POPÜLER DİYETLER VE VÜCUDUMUZA ETKİLERİ
Şişmanlık,
vücudun yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla aşırı artış göstermesi olarak ve
aynı zamanda metabolik, genetik, psikolojik, kültürel faktörlerin sebep olduğu
bir hastalık olarak ifade edilmektedir. Ağırlık kaybında ise önemli olan yağ
kitlesinin azalmasıdır. Yağ kitlesinin azalması içinde sağlıklı beslenme
programlarının uygulanması gerekir. Ancak günümüzde artık her yerden, medyadan,
televizyondan, komşularımızdan yeni diyetler duyuyoruz. Bu diyetler özellikle
beslenme alışkanlıklarını değiştirmeyi göze alamayanlar için oldukça cazip. Ancak
bu son dönemlerdeki diyetlerle zayıflamak kas ve su kitlesinden kayıplarla
sağlanıyor. Kısa vadede etkili gibi görünseler de uzun dönemde kişiyi ölüme
kadar götürebiliyor.
- Yüksek
Proteinli Diyetler ( Dukan Diyeti)
Protein
ağırlıklı diyetlerin yağ yakımı üzerine olumlu etkisinin olduğu bilinmektedir..
Ancak bilindiği gibi, protein içeriği yüksek diyetler kas geliştirme ve yağ
yakma üzerine etkili değildir. Sadece düzenli fiziksel aktivite ve çalışma kas
gücünü geliştirir. Et, tavuk, balık, peynir, süt, yumurta gibi proteinli
besinlerin fazla alınması durumunda bazı vitamin ve mineraller karbonhidrat ve
posa alımları yetersiz kalacaktır. Özellikle karbonhidrat miktarının yetersiz
alınması durumunda vücut için gerekli olan enerjisi sağlanamayacaktır. Düşük
karbonhidrat ve yüksek protein içerikli diyetlerde gerçekleşen ağırlık kaybı
ilk olarak su sonrasında da kas kitlesindeki azalmayla sağlanır.
Bunun yanı sıra Dukan
Diyeti gibi karbonhidratın neredeyse hiç olmadığı, proteinin ise sınırsız
tüketildiği diyetlerde, diyetin yağ ve kalori içeriğine bağlı olarak tansiyon
ve kan kolesterol değeri yükselir, kan şekeri düşer ve aynı zamanda karaciğere
ve böbreğe de yük getirebilir. Bu durumlar da vücudumuzda geri dönüşü olmayan
hasarlara yol açabilir.
- Aç kalarak
yapılan diyetler
Kilo verme
planlandığında aç kalmak hep iyi bir başlangıç olarak görünüyor çünkü diyet
denince akla hep aç kalmak geliyor. Ancak aç kalmak vücudun normal işlevini
göstermesi için gerekli enerji ve besin öğelerinin karşılanmasında yetersiz
kalıyor. Hızlı kilo kaybı çoğunlukla kas ve su kaybı ile sağlandığından bu
durumda beraberinde halsizlik, yorgunluk hatta uyku problemlerini getiriyor.
Bunun yanı sıra
aç kalmanın vücuttan toksik maddeleri attığı gibi bir düşünce de vardır. Aksine
vücutta yeterli karbonhidrat alınmadığı için enerji gereksinimi
karşılanamadığından keton cisimcikleri olarak bilinen kimyasallar oluşur, bu
durumda başta böbreklerimiz olmak üzere sağlığımıza zarar verir.
Çeşitlilikten
uzak, tek bir besin veya besin grubu tüketilerek yapılan her lezzete ve tada
uygun diyetler var. “Lahana diyeti, kiraz diyeti, greyfurt diyeti, Hollywood
diyeti” gibi diyetler bilindiği gibi yağ yakımı sağlamasının aksine vücuttan su
ve kas kaybına yol açarlar. Bu durumda da verilen kilolar hızla ve fazlasıyla
geri gelebilir. Sürekli kilo alıp-verme süreci içerisinde olmak bazal
metabolizma hızının yavaşlamasına neden olabilir. Ayrıca bu diyetler kişiye beslenme
alışkanlığı kazandırmaz.
- Posa içeriği
yüksek düşük kalorili diyetler
Bu tip
diyetlerde genelde vücut tarafından emilemediği için çok az kalori vermesi ve
tokluk hissini artırması nedeniyle sebze, kuru baklagil, meyve ve tam tahıl
ürünleri gibi posa açısından zengin besinler tercih ediliyor. Yüksek posa
içeren diyetlerde protein yetersizliği görülebiliyor. Bunun yanı sıra eğer su
alımına dikkat edilmezse kabızlık ve dehidratasyon gibi sorunlarla da
karşılaşılabiliyor.
Kilo verme de
posa açısından aşırıya kaçmamak gerek çünkü bu gibi besinler önce sıvı
emilimini sağlayarak daha sonrada mideyi kaplayarak açlık hissini azaltırlar.
Ancak sindirim yollarında tıkanıklığa ve sonrasında da bazı sorunlara yol
açabilirler.
Dyt. Sernaz Çakır Ercil
www.sernazcakir.com
YORUMLAR
 | Yükleniyor... |