OBEZİTE VE TATMİN
DUYGUSU
Son zamanlarda obezitenin hayatımızın
içine daha fazla girdiğini düşünüyorum. Geçenlerde eşimle bir restorana yemek
yemeğe gitmiştik. Tam da masaya otururken çok şirin, kıvırcık saçlı, çok güzel
yüzlü, dünyalar tatlısı bir çocuk, anne ve babası gelip bahçedeki bir masaya
oturdular. Ben ve eşim çocuktan gözlerimizi alamadık, obez denecek kadar
kiloluydu fakat henüz çocuk olduğu için bize çok şirin gelmişti. İlginç olan o
ki çocuğun anne ve babası da obez denecek kadar kiloluydu ve çocukları için 1,5
porsiyonluk İskender söylemişlerdi ve çocuk bizim şaşkın bakışlarımız altında o
yemeğin hepsini hem de hiç zorlanmadan bitirmişti. Bu küçük hikayecikten sonra gelelim asıl
konumuza ….
Ben obezitenin genetik mi olduğu, vücutta
salgılanan bazı hormonların mı buna sebep olduğu ile ilgili şeyler
söylemeyeceğim. Daha ziyade duygusal açıdan konuya yaklaşacağım. Ne oluyor da
bu insanlar yemeyi durduramıyorlar? Duygusal açıdan o an neler hissediyorlar?
Yemek yeme duygusal açıdan onlar için strese girdiklerinde, kendilerini kötü
hissettiklerinde, bir olay karşısında çaresiz kaldıklarında, sosyal
çevrelerinden sevgi, ilgi göremediklerinde güvenli bir sığınak olabilir mi diye
düşünmeden edemiyorum. Sevgi, saygı,
ilgi açısından çevresindeki insanlar tarafından tam olarak doyurulamayan bu
kişilerin kendilerini hem maddi hem de manevi açıdan doyuran, mutlu eden yemek
yeme eylemine yönelttiklerini düşünüyorum. Bir zaman sonra her çaresiz
hissettiklerinde, her sevgiye ihtiyaç duyduklarında daha önceden keşfettikleri
yemek yeme eylemine sembolik olarak da kendi içlerine döndüklerini
söyleyebiliriz. Çünkü yemek yeme eylemi başka insanlar ile birlikte de yapılsa
kendimiz için yaptığımız bizi sakinleştiren bir eylemdir.
Duygusal açıdan stabil olmayan,
çevresindeki olaylardan çok çabuk etkilenebilen, yakın arkadaşları biraz kilo
mu aldın dediğinde hemen diyete başlayan bireylerin obeziteye daha yatkın olduğunu söylemek mümkün olabilir. Çünkü bu insanlar her
ne kadar hayatlarından memnun gibi görünseler de duygusal olarak nüfuz edilmeye
müsait bireylerdir. Örneğin bir arkadaşıyla tartıştığı, çok önemsediği bir
sınavdan düşük puan aldığı, hayatında çok önemsediği bir kişiyi kaybettiği
durumlarda nasıl ki bazı insanlar yakın dostlarına sarılıp onlardan yardım
alıyorlarsa obeziteye sahip olan
kişilerin de duygusal olarak onları rahatlatan yemek yeme eyleminden yardım
aldığını (sembolik olarak) söyleyebiliriz.
Son olarak analitik açıdan bakacak olursak eğer obez
bireylerin oral döneme takılıp kaldığı, oral dönemde duygusal açıdan
doyurulmadığı, bu eksik kalmış ihtiyacı
giderebilmek için yemek yeme eylemini bir doyum aracı olarak seçmiş olabilecekleri
akla hiç te uzak gelmemektedir.
Psikolog Rabia
Binali
YORUMLAR
 | Yükleniyor... |